Galile

İlhan Selçuk


İnsan bazı kimselerle okul sıralarında tanışır. Bizim Galile diye bildiğimiz ünlü bilim adamıyla aşinalığımız da küçüklüğümüzden başlar. Dünyanın Güneş çevresinde döndüğünü söyleyen Galile, bu nedenle Engizisyon Mahkemesi karşısına çıkarılmış, en ağır işkencelere çarptırılacağı söylenerek bu fikrinden vazgeçmesi söylenmiş; ünlü bilgin:

Ne yapayım ki dönüyor, demiş.

Böyle tanıdım ben Galile'yi... Ama çocukluğumda, kilise büyüklerinin, papaların, kardinallerin Galile ile neden uğraştıklarını bir türlü anlayamadım. Bu papazlar kötü adamlardı, gerçeğe düşman bağnazlardı, doğrulara hoşgörüyle bakmazlardı.

Ama niçin?

Aradan yıllar geçti. Hayata atıldım. Daha da bilmiyordum Galile olayının içyüzünü. Çünkü çağımızın bağnazları, Galile'nin niçin Engizisyon Mahkemesi karşısına çıkarıldığını gerçek nedenleriyle anlatmıyorlar, gizliyorlardı. Evet, Dünyanın evrenin merkezi olmadığını öğreniyorduk, biliyorduk. Ne var ki bu gerçeğin insanlıkça benimsenmesine büyük katkısı olan Galile'nin engizisyonla çatışmasının içyüzünü bilmiyorduk. Olayın içyüzünü anlatmak, çağımızın engizisyonu ile çatışmak tehlikesini çağırıyordu.

Bilgisizliğimiz bu yüzdendi.

Piza üniversitesinde öğrenci, sonra öğretmen. Kopernik sisteminin doğruluğunu gözlemci ve deneyci yöntemle kanıtlayıp savunan kişi. Modem fiziğin babası. Ne yazık ki "Dünya evrenin merkezi değildir, Güneş'in çevresinde döner." dediği zaman Kutsal Kitap'taki dizelerle çatışıyordu.

1632'de Galile papanın emriyle Engizisyon Mahkemesinde yargılandı. Mahkeme kurulunun saygın üyeleri Galile'yi sorguya çektiler. Tehlikeli, aşırı ve düzene aykırı fikirlerinden vazgeçmesini, yoksa işkence ve hapis cezasına çarptırılacağını söylediler.

Kurulu düzene karşı gelmişti Galile...

Çünkü kurulu düzen, Kutsal Kitap öğretisi üzerinde duruyordu. Çağın toplumu feodallerin egemenliğini yansıtıyordu. Derebeyleri ülkenin topraklarına sahiptiler, ekonomik gücü ellerinde tutuyorlardı. Topraklarda çalışan köylüler derebeyi adına alınteri döküyorlardı. Bunlar bir çeşit kölelik düzeni içinde yaşarlardı.

Halk Kutsal Kitap'tan geldiği söylenen fikirlere körü körüne bağlı kalmalıydı ki düzen sürüp gitsin. Köleler köle, papazlar papaz, dükler dük, düşesler düşes kalsın. Eğer insanoğlunun aklı işler de yeni fikirler ortaya çıkarsa kurulu düzen bir ucundan çürümeye başlardı. Kilise öğretisinin karşısına çıkmak, topraklara sahip derebeyleri ile papazların ortaklığına karşı çıkmak demekti.

Papazlar, 'Dünya evrenin merkezidir. Güneş Dünya çevresinde döner', diyorlardı.

Kutsal Kitap’ın söylediği, deneysiz, gözlemsiz, tartışmasız benimsenirdi. Gözlem ve deneyle uğraşan Galile bunun tersini kanıtlarsa ve halkın içinden birileri kilisedeki papazın söylediklerinin doğru olmadığını anlarsa, artık o papazın otoritesi kalır mıydı? Ya düşünenler çoğalırsa? Ya çoğalanlar siyasi iktidarı derebeylerinin, papazların ellerinden alacak aşırı eğilimlere kayarlarsa?...

Galile çok tehlikeli bir iş yapmıştı.

Söylediği bilim gerçeğiydi ama, aynı zamanda yürürlükteki politikaya ve politikacılara vuruyordu.

Engizisyon mahkemesi kuruldu ve ünlü bilgin hüküm giydi: Yazdıklarının doğru olmadığını söyleyecekti.

Hapse mahkûm edilecekti.

Kitapları yasaklanacaktı.

Bütün bunlar yapıldı.

Ama Dünya Güneş çevresinde dönüyordu.

 

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült  
Felsefe