Pek överler dayanışmayı, göklere çıkarırlar. Gençler bir iş başarmak
istiyorlarsa, aralarında dayanışma olmalıymış, tutmalı, korumalılarmış
birbirlerini. Hani anlatırlar: Bir baba dört çubuğu birer birer kırıvermiş
de dördünü birbirine bağlayınca kıramamış. Kişiler de o çubuklar gibi
olmalıymış, sımsıkı bağlanacaklar birbirlerine, kimse onları kıramayacak.
İyi ya, kişioğlu başka, çubuk başka. Çubuk düşünmez, çubuk bu! Hangi çubuğun
yanına koysanız uzlaşır, bağdaşır, duygusu yok, düşüncesi yok. Kişioğlu öyle
mi? Öyle olsun istiyorlar, duygularını düşüncelerini bıraksın, kiminle
olursa olsun uzlaşıp bağdaşsın, bir dayanışma kursun diyorlar.
Ben de kişiler arasında dayanışma olmasın demiyorum, ben de bilirim dayanışmanın iyi olduğunu. Ancak dayanışmanın hangi türlüsü, onu bilmek isterim. Bilirsiniz bu ülkede birçok kişiler vardır, bir bölgeden oldukları için bir dayanışma vardır aralarında. Ben şuralıyım, gelsin oralılar, birbirimizi tutacağız, öveceğiz, birbirimizin ilerlemesine yardım edeceğiz...
Düşündükleri bir değilmiş, tuttukları yol bir değilmiş, ne çıkar bundan? Bunların bir önemi mi var? Yaşasın dayanışma.
Ulusal birliği yıkmaz mı bu dayanışma? Şurada doğduğunuzu, şu okulda yetiştiğinizi, soyunuzu sopunuzu düşünüyorsunuz, bunları düşünmek ulusun, yurdun tümünü düşünmemek değil midir?
Ne demektir böyle bağları düşünüp de gerçek düşüncenizi, gerçekten inandığınız düşünceleri söylememek? Kendi çıkarınızı aradığınızı, çıkarınızı düşüncelerinizden, inançlarınızdan daha önemli saydığınızı göstermez mi? Öyle olunca o sizin dayanışma dediğiniz, çıkarlarınızı, korumak kaygısından başka nedir ki? Bencillik, düpedüz bencillik, kalkıp da adını değiştirmiş, "dayanışma" sözü arkasına gizlenerek, bizi kandırmak istiyorlar.
Beğenilecek, sevilecek, övülmeye değer bir tek dayanışma vardır: Düşünceleri bir olan kişilerin dayanışması, bir çıkar uğrunda düşüncelerinden inanlarından geçmeyen kimselerin dayanışması... Duygularımızdan, arkadaşlık, soy sop, yaşıtlık kaygılarından doğacak dayanışmalar, iyi, kutlu birer dayanışma değildir. Çürüktür de onlar, duygularımızın biraz değişmesiyle yıkılıverirler. Biliriz o tür dayanışmaları beğenip de övenler vardır, ben onlardan değilim, dayanışmanın o türlüsünü nerede gördüm, nerede sezdimse tiksindim, o dayanışmayı kuranların düşüncelerinden, inanlarından çok duygularına, çıkarlarına bağlı kişiler olduğunu anladım da onun için.