Çekingenlere
Dalai Lama
Bazen
bir yabancıyla karşılaştığımızda fazlasıyla çekingen ve uzak olabiliriz. Bu
tepki mantıklı değil. Aslında başka insanlarla ilişkiye girmekten korkmak
için hiçbir neden yok. Sadece aynı özlemler, aynı ihtiyaçlarla bizim gibi
insanlar olduklarını fark etmemiz lazım, o zaman buzları eritip iletişim
kurmak kolaylaşır.
Biriyle ilk karşılaşmamda, kendime karşımdakinin her şeyden önce benim gibi
mutlu olup acı çekmek istemeyen bir insan olduğunu söylüyorum. Yaş, cüsse,
deri rengi ve sosyal rütbesi hiç önemli değil gerçekten; özünde aramızda
hiçbir fark yok. Bu yolla, o insana sanki ailemden biriymiş gibi
açılabilirim ve bütün çekingenlik kaybolur.
Çekingenlik çoğunlukla kendine güven eksikliğinden ve formalitelere,
geleneklere çok fazla bağlılıktan kaynaklanır. Başkalarına takdim etmek
istediğimiz görüntünün tutsaklarıyız. Bu durumda davranışımız çok
yapaylaşır. Doğal eğilimlerimiz bazen oldukça güçlü bir şekilde bize bunu
hatırlatmaz mı? Acilen mesanemizi boşaltma ihtiyacı hissettiğimizde, bir
süre her şey yolundaymış gibi davransak da buna çok uzun süre dayanamayız.
Çocukluğumda çok uzun suren törenlerde, arada bir ustama bir dakikalığına
ortadan kaybolmam gerektiğini söylerdim. Bu oluşturduğum örneğe ters düşse
de, o arayı vermem gerekirdi ne yapayım! Çekingenlik bir kendini koruma
biçimi ve çok sıkılgan olduğumuzun belirtisi de olabilir. Ama çelişkili bir
biçimde, ne kadar kendimizi korumaya uğraşırsak, o kadar kendimize
güvenimizi kaybeder ve utangaçlaşırız. Diğer taraftan başkalarına açıldıkça,
sevgi ve şefkat gösterdikçe, kendimizle ilgili daha az saplantılı ve daha
fazla güvenli oluruz.