Zaman kavramını yitirdiğiniz, sanki bambaşka bir alemde olduğunuz hissi veren, mutluluk kavramının karşılığını bulduğu anlar oldu mu hiç?
Motivasyonun gücünü görmek isteyenler, zaman tünelinden geçerek, Antik Çağ'ın önde gelen bilim adamı Arşimet'in (M.Ö.287M.Ö.212) yaşadığı kentin sokaklarında yankılanan, "Evreka" (Buldum!) çığlıklarını duyacaklardır.
Arşimet, suyun kaldırma kuvvetini bulduğunda kafasında bir problemi çözmekle meşguldü. Kendini öylesine kaptırmıştı ki banyo küvetine adımını attığında suyun yükselmesi, tamamen içine girdiğinde ise suyun taşması, problemi için istediği çözümün kapısını ona aralamıştı.
Hemen her gün tüm insanların yaşadığı olay, kafasındaki problemi çözmeye odaklanmış bu kişide farklı düşünceler uyandırmıştı. Bu onu fazlasıyla heyecanlandırmış olacak ki banyodan öylece çıkıp; "Evreka! Evreka! Evreka!" (Buldum!) diyerek oradan oraya koşturmuştu. Bir şeye odaklandığınızda etrafınızdaki sıradan olaylardan bile yarar sağlarsınız.
Arşimet "Bana bir dayanak gösterin, tüm dünyayı yerinden oynatayım," demiş. Arşimet bu sözü kaldıraç ilkesinin gücünü anlatmak adına söylemiş ama dünyada hayallerinizi gerçekleştirmek için yeterli sebebiniz yanı dayanağınız varsa düşlediğiniz, "dünyayı yerinden oynatmak" bile olsa bunu başarabilirsiniz.
Destek noktanız yani sebepleriniz, rüyalarınıza ne denli yakınsa tıpkı bir kaldıraçta olduğu gibi; ne denli ağır olursa olsun, düşleriniz ne kadar gerçekleşmesi güç görünürse görünsün, hedeflediğiniz her neyse, onu yerinden oynatabilecek güce sahip olursunuz. Dayanağınız arttıkça motivasyonunuz da artar.
Dünya edebiyatının en önemli yapıtlarından "Nötre Dame de Paris" adlı eserine yoğunlaşıp onu tamamlayabilmek için, bütün giyeceklerini bir sandığa koyarak yakın dostuna veren Victor Hugo (18021885), kitap bitmeden elbiselerini getirmemesi için dostunu sıkı sıkıya uyarmıştı.
"Hiçbir buhar ya da gaz sıkıştırmadan bir güç oluşturmaz. Hiçbir nehir tünellerden geçmeden ışığa ve enerjiye dönüşmez. Hiçbir hayat odaklanmadan, adanmadan ve disipline olmadan gelişemez."
'Emerson Fosdick (18781969)
Asma köprünün mucidi Sir Samuel Brown (17741851), yakınında oturduğu Tweed Irmağı üzerine demir ipler ve zincirlerle bir asma köprü kurma fikrini, düşünceli bir şekilde bahçesinde gezerken gördüğü örümcek ağından almıştı.
• Düşlerine odaklanan onu gerçekleştirmek için çözümler üretir.
Motivasyon yapacağınız her işte sizin en önemli yardımcınızdır. 1879 yılının bir sonbahar gecesinde, odanın içindeki yağ lambası titreyerek etrafı aydınlatırken Edison, büyük buluşunun gerçekleşmesini geciktiren fılaman üzerinde düşünüyordu.
Elektrik ampulünün içindeki akkor malzemeye verilen ad olan fılaman, Edison ve adamlarının denediği her maddede ya istenilen sonucu vermemiş ya da platin gibi pahalı veya kullanışsız olduğundan vazgeçmek zorunda kalınmıştı. Ama insanlık tarihini aydınlatmaya inanmış bu insanın ne olursa olsun vazgeçmeye hiç ama hiç niyeti yoktu.
Sanki her başarısız deney sonrası, ağaçtan bir yaprağın düştüğü rüzgarlı bir sonbahar gecesinde; günlerdir işine yarayacak fılaman maddesini arayan büyük mucidin gözü, odadaki yağ lambası şişesine takıldı. İşte bu yağ lambası gibi etrafını aydınlatan bir icadın peşindeydi. Ama onun buluşunun ışığı güçlü ve kullanışlı olup (sabittitremeyen) tüm insanlığın işini daha da kolaylaştıracaktı.
Bu düşüncelerle şişenin üzerinde biriken lamba isini eliyle aldı. Yuvarladıkça bir iplik haline gelen is, Edison'un diğer deneylerinde de kullandığı karbon elementiydi. Her baktığı yerde uğraştığı deneyleri düşünen büyük mucit aradığı kullanışlı ve ucuz fılaman malzemesini nihayet bulmuştu. Havası alınmış bir elektrik ampulüne yerleştirilen karbon fılamanla Edison istediği sonuca ulaşmıştı. Bu büyük buluş tüm dünyayı aydınlatmaya hazır hale gelmişti.
"İşme bağlı olan insanın kafasında, düşünceler kendiliğinden doğar."
Henry Ford (1863-1947)
"Önce rüyayı görmeden hiçbir şey olmaz."
Carl Sandburg (1878-1967)
Buluşun sahibi, her zaman kullandığı en önemli yardımcısını şöyle tanımlıyordu: "Konsantrasyon, bezginlik duymadan fiziki ve zihni enerjiyi bir tek noktaya devamlı uygulama kabiliyetidir."
İkinci eşi Mina'nın söylediğine göre Edison, gün boyu üzerinde çalıştığı icatlarına yorulup uykuya daldığı geceler rüyalarında devam ediyordu.
Ya düşlerimize odaklanacağız ya da önümüzdeki engellere. Neye odaklanırsak ona kavuşuruz. Bu odaklanmanın mercek niteliğindeki yakıcılığı, düşlerinize ulaşmanın kıvılcımını oluşturacaktır.
Odaklanın ve gereksiz ayrıntılardan sıyrılarak hedefinizi tam vurmanız gereken yerden; merkezinden vurun. Merkezden uzaklaşmak merceğin dairelerini genişletmek gibidir, hayallerimize ulaşmadaki etkimizi azaltır.
Hayallerimizi zihnimizde canlı tutmak, beynimizin o yönde planlar yapmasına neden olur. Hedefe yönelme davranışlarımıza yansır. Gerekleri yerine getirilen bir hayal de gerçeğe en yakın hayaldir.
"Bütün düşünce ferinizi elinizde yapmakta olduğunuz
işin üzerine odaklayın. Güneş ışınları bir noktaya odaklanmadan önce orayı
tutuşturamaz."
Alexander Graham Bell (18471922)
'"Resimde, daha doğrusu sanatın bütün kadarına her kim
mükemmel bir iş yapmak isterse, sabah yataktan kalktığı andan, gece yatağa
yatıncaya kadar geçen süre içinde zihnini o bir tek nokta üzerinde
toplamıdır."
Sir jashua Reynolds (1723-1792)