Kişisel Ataleti Yenmek: Sizi Durduran Ne?
Mümin Sekman
Kısa boylu ve zayıf bir genç yanında duran uzun boylu ve iri yapılı kuzenine
dönerek “ben senin yerinde olsam, dünya ağır siklet boks şampiyonu olurdum”
dedi. Bunu duyan kuzeni dönerek şu cevabı verdi: “Seni dünya hafif siklet
boks şampiyonu olmaktan alıkoyan ne?”
Hepimizin, fıkradaki genç gibi, kendi şartlarımızda elimizden gelenin en
iyisini yapmak yerine, “başkalarının yerinde olsaydık” neler yapacağımıza
odaklandığımız zamanlar olmuştur. Bizi böyle düşünmeye yönlendiren nedir?
Başarmak istediğiniz bir hedefi düşünün. Bu hedef ayda 3 kitap okumak,
sigarayı bırakmak, aylık faaliyetlerinizi raporlamak ya da üniversite
sınavını kazanmak olabilir. Hedefinize ulaşabilmek için neler yapmanız
gerektiğini biliyorsunuz. Bu yapmanız gerekenleri niçin yapmanız gerektiğini
de biliyorsunuz. Isterseniz nereden başlayabileceğinizi ve işleri nasıl
yapabileceğinizi de biliyorsunuz. Yapmamakla neler kaybettiğinizi,
yaparsanız neler kazanacağınızı da biliyorsunuz. O işi yapmayı istediğinizi
de düşünüyorsunuz. Ama yine de yapmıyorsunuz. Bir türlü ilk adımı atamıyor,
eyleme geçemiyorsunuz. Yada eyleme geçtikten sonra yarı yoldan
vazgeçiyorsunuz.
Hiç düşündünüz mü; sizi durduran ne?
Sizi durduran “atalet”tir.
Atalet fizik biliminde “eylemsizlik hali”, kişisel gelişim terminolojisinde
“amaca yönelik eyleme geçmeme” demektir. Onlarca kişisel gelişim kitabı
okuduğu halde, o kitaplarda anlatılanları uygulamayanların sorunu atalet
içerisinde olmalarıdır. Yıllardır başarılı olmak için hayalller kuran,
hedefler koyan, planlar yapan ama bir türlü ilk adımı atamayan kişilerin
sorunu da atalet halinde yaşıyor olmalarıdır.
“Ataletli” insanları nereden tanıyabilirsiniz? Atalet halinde yaşayan
kişiler genellikle yavaş hareket ederler. Tembellik, yılgınlık, yeis,
miskinlik, üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi hareket etmek, yumurta kapıya
gelmeden harekete geçmemek, bezginlik, sevksizlik karakteristik
özellikleridir. Görevlerini yaparken sık sık işleri erteler, mazeret beyan
ederler. Hayata bakışları sitemkar, umursamaz, reaktif, kötümser, eleştirel
ve kaygılıdır. Bu nedenle de yaşama seviçleri ve hayat enerjileri çok
düşüktür. Onları çağırdığınızda genelde başlarını kaldırmadan kaşlarını
kaldırarak size bakarlar!
Türkiyede en yaygın kişisel atalet örnekleri nelerdir? Yaptığımız bir
ankette katılımcılardan “yapmamanız gerektiği halde yaptığınız ya da
yapmanız gerektiği halde yapmadığınız 3 şeyi yazar mısınız?” diye sorduk. En
çok gelen 10 cevap şunlard: Yabacı dil öğrenmemek, kitap okumamak, sigarayı
bırakmamak, düzenli spor yapmamak, ailesine ve coçuklarına yeterince zaman
ayırmamak, deprem önlemleri almamak, TV’ aşırı düzeyde seyretmek, tasarrup
yapmamak veya çok israf yapmak, fazla kilolardan kurtulmamak, yaptığı günlük
veya yıllık planlara uymamak.
Insanlar neden eyleme geçemezler? Neden atalet halinde yaşarlar?
Bu sorunun cevabı kişilere göre değişmektedir.
Bununla birlikte temel nedenler şunlardır:
hedef yokluğu, iç disiplin (irade) zayıflığı, kısa vadeli düşünmek ya da
uzağı görememek, alınganlık ve pasif direnç duygusu içerisinde yaşamak,
motivasyon yetersizliği, negatif kurum kültürü, konformist ve hedonist bir
dünya görüşüne sahip olmak, başarısızlık korkusu, standart ve kriter
algısının olmaması, öğrenilmiş çaresizlik duygusu, hedefin gerektirdiği
asgari yeterliliklere sahip olmamak, zaman kullanma bilincinin olmaması,
objektif bir performans değerlendirme sisteminin olmaması, yanlış
yorumlanmış kadercilik anlayışı, açık değil imalı iletişim kültürüne sahip
olmak, sert gerçeklerle yüzleşme cesaretine sahip olmadığı için bu tür
verileri görmezden gelmek vb.
Atalet halinde yaşayan kişiler ikiye ayrılır:
1. Iç disiplini ve motivasyonu zayıf olduğu için hedeflerinin gereklerini
yada görev tanımlarında yazanları yapmak için harekete geçemeyenler.
2. Aşırı iş yükü altında boğuşmaktan önemli işlere öncelik veremeyenler. Bu
kişilerin sorunu kişisel organizasyon sistemlerinin yetersiz olmasıdır.
Ilk grup tembel ve iradesiz, ikinci grup gayretli ama metotsuzdur. Ataletin
sonuçlarını yaşama açısından iki grup eşit durumdadır.
Insanlar ataletten neden kurtulamıyor? Birinci neden, kişilerin atalet
halinde yaşadıklarının farkında olmamalarıdır. Ikinci neden, kişilerin
ataletin nedenini kendi içlerinde değil dışlarında arama eğilimine sahip
olmasıdır. Üçüncü neden ataleti yenmek için de ataletten kurtulmuş olmanın
gerekmesidir.
Ataletin ataletin oluşumu iki aşamada gerçekleşir. Birinci aşama, çevredeki
değişiklikleri görmemek ya da yapması gerekenleri görememek (körlük) İkinci
aşama, yapması gerekenleri gördüğü halde hiçbir şey yapmamak, ihmal etmek,
üşenmek, ertelemek ve eyleme geçmemektir.
Ataleti ve kanseri tehlikeli yapan aşamalı şekilde oluşmalarıdır.
Şok değişimlere karşı kişiler, kurumlar yada toplumlar reflekslerini
kullanarak harekete geçebilirler. Oysa tedricen (kademeli) oluşan
değişimleri bünye tam algılayamaz. Bu durumun tipik örneği meşhur “ suyu
ısınan kurbağa” deneyidir. Bir kurbağa sıcak suya direkt atılır. Yaşadığı
“şok değişim”in etkisiyle kurbağa zıplayarak atıldığı kaptan çıkar. Ikinci
denemede kurbağamız bu defa içinde oda sıcaklığında su bulunan bir kaba
konur.
Kap bir ısıtıcının üzerine konur ve kurbağanın suyu ısınmaya başlar! Su
ısındıkça kurbağa gevşemeye, rehavete ve atalete düşmeye caşlar. Suyun
sıcaklığı “yakıcı” seviyeye ulaştığında kurbağa zıplayıp kaptan dışarı
çıkmaya çalışır ama artık bacak reflekslerinin “çalışmadığını” görür.
Ataletin insanı etki altına alma şekli de yaklaşık olarak böyledir.
Insanların hayat karşısındaki “duruşları” da kurbağınki ile pek çok noktada
benzerlik gösterir. Pek çok kişi, ya hiç eyleme geçmez yada ertık eyleme
geçmenin dahi sorunu çözemeyeceği noktada birşeyler yapmaya başlar.
Insanları eyleme geçme şekillerine göre 4 gruba ayırabiliriz:
1. Bilen ve yapanlar (profesyonelce başaranlar)
2. Bilen ama yapmayanlar (ataletliler)
3. Yapan ama bilmeyenler (amatörler)
4. Yapmayan ve bilmeyenler (baarısız kişiler)
Eğer 1. grupta yer almak istiyorsanız aşağıdaki “ipuçlarını”
izleyebilirsiniz.
1. Ataletten kurtulmanın ilk adımı atalet halinde yaşadığını fark etmektir.
Bu kadar yoğun ve yaygın olarak atalet içerisinde yaşadığımız halde atalet
algılamamızın olmaması ataletlerimize kalıcılık kazandırmaktadır.
2. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’in deyişiyle “Üşenmeyin, Ertelemeyin,
Vazgeçmeyin”. Atalet düşmek istiyorsanız önce hedefler belirleyip planlar
yapın, sonra da üşenin, erteleyin, vazgeçin!
3. Umutlarınızı yüksek sabit giderlerinizi düşük tutun. Atalete düşmek
istiyorsanız umutlarımız düşük, sabit giderlerinizi yüksek tutun!
4. Geniş düşünün, dar başlayın, çabuk bitirin. Atalete düşmek istiyorsanız
“dar düşün, geniş başla, geç bitir” tarzında çalışın!
5. Her alanda birşeyler öğrenin, bir alandaki her şeyi öğrenin. Atalete
düşmek istiyorsanız her alanda yüzeysel birşeyler (“televole bilgileri”)
öğrenin.
6. Panonuza şu soruyu yazın: Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları
neler olacak?
7. Hayatta başınıza gelen olaylardan daha çok, o olaylara verdiğiniz
anlamların sizi atalete düşürdüğünü unutmayın. Önemli olan size neler
olduğundan daha çok sizin nasıl biri olduğunuzdur.
8. Eyleme geçmek için mükemmel hale gelmeyi beklemeyin. Özellikle küçük
işlerde kervanı yolda düzeltecek şekilde harekete edin.