Umarım ki, tüm Unvanların en imrenileni saydığım “Dürüst Adam” niteliğini
kazanmama yetecek dayanma gücü, kararlılık ve erdeme her zaman sahip
olabileyim.
GEORGE WASHINGTON
Çocuklarınıza dürüstçe yaşama yetisi kazandırmak eğitimin başlangıcıdır.
JOHN RUSKIN
Hiçbir miras, dürüstlük kadar zenginlik dolu olamaz.
SHAKESPEARE
Mazeret, gerçeğin, yalanla bezenen ince örtüsüdür.
YAZARI MEÇHUL
İnsanlar yaşamları boyunca, kandırılabilecekleri
yönündeki boş inançlarının altında eziliyorlar. Oysa insanı, kendinden başka
birinin kandırması olanaksızdır. RALPH
WALDO EMERSON
Dürüstlük, bireyin, şirketin ya da ürünün başarısını doğrudan etkileyen en önemli unsurdur.
ED MCMAHON
Başarılması gereken yalnız üç şey vardır: birincisi, normal bir zeka;
İkincisi, azim; üçüncüsü kesin dürüstlük.
İnsan birazcık düzenbaz olamaz.
Dürüstlük., kişide ya tümüyle vardır ya da hiç yoktur.
WILLIAM JAMES
Hamlet’te, bir bahanın oğluna dediği gibi:
Bu her şeyden önemlidir; doğru yaşamak. Gündüzün geceyi izlemesi gibi, sen de kimseyi kandırmamalısın.
SHAKESPEARE
Her Zaman Dürüst Olun
Burada aslında yalnız “Her Zaman Düş Kurun ve Hedef Belirleyin” konusunu irdeleyebilir ve “Her Zaman Dürüst Olun” konusunu atlayabilirdim; ama dürüst olmazsanız başarı yolculuğunuzdaki diğer unsurların fazla önemi kalmaz. Merdivenin diğer basamaklarında ne yaparsanız ya da başarıya ulaşmak için ne kadar adım atarsanız, bunları dürüstçe yapın. Ne kadar çok kişiyle etkileşim içinde olursanız ya da ne kadar çok işe sahip olursanız olun, dürüst davranmazsanız, kendinize ya da başaracağınıza inancınız asla tam olamaz.
Emerson şöyle der: “Yanlışın zararını görene kadar yanlış yapamazsınız.” Başarıya dürüstçe ulaşmak son derece önemlidir. Dürüstlük, kişiliğinizin bir parçası mı? Kendinize karşı dürüst olduğunuzda, büyük olasılıkla başkalarına karşı da dürüst olacaksınız. Aksi halde, başkalarına dürüstçe yaklaşmak çok zordur. Dürüstçe yaşayın. Gerçek başarı dürüst başarıdır.
Yaşamdaki en büyük başarılar, iş yaşamında gerçekleşenler değildir; gerçek felaketler ahlaki çöküntülerdir, istedikleri (para, ün, saygınlık ve güç gibi toplumun başarıyla özdeş tuttuğu) her şeyi elde ederek kariyerlerinin doruğuna çıkmış kişiler, bazen bunların hepsini yitirirler. Dürüstlüğe aykırı davranarak, yalan dolanla “en tepeye” ulaşan ve sonra her şeyi yitiren insanlar duymuşsunuzdur herhalde. Bu yüzden, her zaman dürüst olmak çok önemlidir. Kendinize ve başkalarına karşı dürüst olduğunuzda, insanlar size güvendiklerinden sizinle rahat iletişim kurabileceklerdir.
Hedeflerinizi dürüstçe mi belirlediniz? Onlara ulaştığınızı ya da ulaşmayı başaramadığınızı dürüstçe kabul ettiniz mi? Doyumlu bir yaşamın temeli, kendiniz ve başkaları için yaşamdan ne istediğinizi anlamak, bunun bilincine varmak ve bu yolda dürüstçe ilerlemektir. Bunu keşfetme ve açıkça ifade etme çabasını göstermeye istekli olmazsanız, başka şeyler için de kendinize karşı dürüst olmanız zorlaşacaktır. Bu, içinizdeki, sürekli değişen değerler ve arzular dünyasında yaşamanıza yol açabilir. Kendinize ve başkalarına karşı dürüst olmamak sonunda sizi vurabilir. Dürüst olmamak, tutarsızlık, dengesizlik ve korkuya yol açar.
Hemen hepimiz, bize dürüst davranmayan kişilerle karşılaşmışadır. Bu durumda, “altımızda duran halının çekildiğini hissederiz”, ama, her zaman olduğu gibi, gerçek sonunda ortaya çıkar. Dürüst olmayan kişiler, kaypaklığın dönme dolabında dolaşır, sürekli yan çizerler. “Gerçek”ten ve aldattıkları kişilerden kaçarlar. Bu insanların huzur içinde dinlenebilecekleri bir konaklama yeri yoktur.
Merdivenin bu basamağı, dürüst bir yaşamın değerini ve kazananlarını anlayan kişiler açısından bir konaklama yeridir. Buna değer vereceğinize inanıyorum, çünkü kişisel bütünlüğünüzü korumanız için ara sıra kendinizi değerlendirmeniz gerekir. Hedeflerinizi ve aldığınız sonuçları yeniden değerlendirmek, onlara ulaşmaya ne kadar yaklaştığınızı görmek çok önemlidir. Kendini dürüstçe değerlendirmek, hedeflerinize ulaşma yolunda azimle devam edip etmediğinizi size söyleyecektir.
Hep “Dürüst Abe” Gibi Davranın
Abraham Lincoln’ün “Dürüst Abe” adını nasıl aldığını biliyor musunuz? Öncelikle, Lincoln değerlerine tümüyle bağlı bir insandı. Kendine karşı dürüst olmanın önemini bildiği için, görevlerini ciddiyetle ve harfi harfine yerine getirirdi.
Maıt 1833’te, avukat olmaya karar vermeden önce, Lincoln ile William F. Berry bir bakkal dükkanı çalıştırıyorlardı ve daha sonra Illionis, New Salem’de bir bar işletmeye başladılar. Ama işleri iyi gitmiyordu. Abe bir tüccar olarak pek başarılı değildi.
“Borçlarımız sürekli artıyor,” diye anlatıyordu Abe. Borçlarının tırmanışa geçmesi herhalde Berry’yi pek şaşırtmıyordu; her fırsatta, bardağıyla viski fıçısına yöneliyordu. Lincoln ise içkiden nefret ediyordu, içkinin kendini güçsüz düşürdüğünü söylüyordu. Ama Berry ikisi için de içiyordu!
Berry daha sonra kendi işini William ve Alexander Trent’e devretti. Ocak 1835’te Berry alkolik olmaktan kurtulamadı ve öldü. Trent kardeşler, işletmeyi borç batağında bırakarak kasabadan ayrıldı. Abe böylece, kendininkilere ek olarak bu borçların da yükü altında kalmış oldu. 1.100 dolarlık borcuna “Ulusal Borç” diyordu. Alacaklılarına parayı, elinden gelen en kısa sürede ödeyeceğine söz verdi. Birkaç yıl sürse de bunu sonunda başardı, işte, “Dürüst Abe” adını böyle aldı. Bununla ilgili daha fazla bilgi, Frederick Owens’ın Abraham Lincoln İnsan ve İnancı adlı kitabında bulunabilir.
Lincoln kendini dürüst yaşamaya adamıştı. Dürüstlük, avukatlık ve başkanlık dönemlerinde de değerlerine ve hedeflerine bağlılığı gibi değişmez bir niteliğiydi. Bir keresinde ona başvuran bir davacının öyküsünü dinledikten sonra şöyle demişti: “Teknik olarak oldukça iyi bir davanız var. Ama bu, adalet ve eşitlik açısından uygun değil. Bunu alacak başka bir avukat bulmak zorundasınız. Aksi halde, davada jüriye seslenirken ‘Lincoln, sen bir yalancısın,’ diye düşünüp durur ve korkarım kendimi tutamayıp bunu yüksek sesle de söylemeye başlarım!”
“Onur İlkesi”yle mi Yaşıyorsunuz?
West Point’teki “Onur İlkesi” şöyle der: “Akademi öğrencisi yalan söylemeyecek, aldatmayacak, çalmayacak ve bunlara göz yummayacaktır.” Görev, Onur, Ülke. Ana hatları belirgin görünmese de, bu ilkeye bağlı olanlarımız, bir şey başardığımızda kendimize karşı dürüst davrandığımız için kendimizi tatmin dolu hissederdik. Kendi gücümüzle başarmıştık. Dışarıya bel bağlamamış, dürüstlüğün ve azmin meyvesini almıştık.
Dürüstlük, hem aile hem iş yaşamında büyük fark yaratır. Bir işi dürüstçe başarmış, bir zorluğu dürüstçe aşmışsanız harika bir duygu yaşarsınız. Ama ikiyüzlülükle, kandırmacayla ve kişisel bütünlüğe aykırı bir şekilde yaparsanız, elde ettiğiniz her şeyi kaybetme tehlikesine girersiniz. Aynı tatmini duymanız mümkün değildir. Aynı öğrenme sürecini de yaşayamazsınız. Elinizdekileri korumanız zorlaşacak; aldatmacayla kazandıklarınızı yitirmeniz an meselesi olacaktır.
İnsan ilişkilerinde, etkisi ve değerine yürekten inandığım iki ilke vardır: dürüstlük ve kişisel bütünlük. Bunlarla uyum içinde davranarak, insanları kendinize çekeceksiniz, insanlara saygıyla davranır, onların değerini bilir ve güven verirseniz, sizinle aynı saflarda yer almaya (örneğin, birlikte iş yapmaya) daha istekli olacaklardır. Ama herhangi bir aldatmaca ya da ikiyüzlülük sezerlerse, rahatsız olacakları için sizden uzaklaşabilirler. Birine güvenmezseniz nasıl sağlıklı iletişim kurabilir, nasıl iyi ilişkiler geliştirebilirsiniz? İletişim kurmak zorunda kalırsanız, en azından çok sakıngan davranırsınız.
Mezuniyet dönemine haftalar kalan üç lise son sınıf öğrencisiyle ilgili ilginç bir öykü vardır. Üç kafadar, bir bahar sabahı okulu asmaya karar verirler. Öğlen okula gittiklerinde öğretmenlerine lastiklerinin patladığını söylerler.
“Pekala, gelmeyerek bir sınavı da kaçırdınız. Bu yüzden sizi şimdi sınava almak istiyorum. Birbirinizden uzak yerlere oturup birer kağıt kalem çıkarır mısınız?”
Öğrenciler ayrı köşelere oturup hazırlandıktan sonra öğretmen soruyu yazdırır: “İlk sorum, hangi lastik patlamıştı?”
Gördüğünüz gibi, dürüstlük dönüp dolaşıp kapınıza dayanacaktır. Her zaman böyle olur. Geçmişte doğru yoldan saptığımız durumlar yaşamış olabiliriz; tüm bunlar için kendimizi bağışlamalı ve ilerlemeye devam etmeliyiz.
Emin olun, çoğumuzun doğru yoldan sapmış ve dürüstlüğe aykırı davranmış olduğu anlar vardır. Önümüzdeki gelişme fırsatı ise, doğru yoldan sapma isteği bizi ayartmaya çalıştığında, kişisel bütünlüğün sağlam gövdesine tutunarak dürüst kalmaktır.
Birçok kişinin yalancılığa kurban gittiği, aldatıldığı olaylara (örneğin, televizyonda) tanık oluruz. Bu tür etkilere karşı çok dikkatli olmalıyız. Bir şeye yatırım yapmadan ya da katılmadan önce emin olmamız gereken şey, bunun dürüstçe sunulan bir fırsat olması ve arkasındaki insanların kişisel bütünlüğüdür. Zamanınızı ve paranızı yatırmadan önce her şeyi iyi değerlendirin. Evet, açık fikirli olun; ama aynı zamanda dikkatli davranın.
Umut Hiçbir Zaman Tükenmez
Birçoğumuz içimizde acılar yaşayıp, birtakım zorluklarla karşılaşıyor olabiliriz; ama unutmayın ki, her zaman umut vardır. “Umut” sözlükte şöyle tanımlanır: “Bir şeyin olmasını istemekten doğan güven duygusu. Bu duyguyu veren kimse veya şey.” Umut harika ve görkemli bir duygudur. Yaşama bağlı ve ileriye dönük olmanızı sağlayan bir güç verir size. İlerlemeye devam etmenizi sağlar. Aynı zamanda esin kaynağıdır. Umudunuzun aldatmaca ve yalana dayanmadığından emin olun. Yol boyunca size iç yıkım yaşatacak aldanmalara kapılmamaya ve dürüstlükten ayrılmamaya dikkat edin. İnsanların yalan rüzgarına kendilerini nasıl kaptırdığını, gözleyerek, okuyarak ve dinleyerek öğrenin. Bu konuda uyanık ve bilinçli olun. İçinizdeki potansiyel, yaşam boyu gereksinim duyacağınız umudu size sağlayacak kadar güçlüdür. Umudunuza, azimle çalışmayı ekleyerek amacınıza kendinizi adarsanız kazançlı çıkarsınız. Kazancınız maddi olabilir de, olmayabilir de. Fakat dürüstlüğünüz eninde sonunda iç huzur meyvelerini verecektir.
Her Zaman Alçakgönüllü Olun
Başarı merdiveninde yapmacık alçakgönüllülüğe yer yoktur. Yapmacık alçakgönüllülük aldatmacadır. Kişinin, aslında alçakgönüllü değilken böyleymiş gibi görünmesi, yüzüne maske takmasıdır. Başarılarınızı kabul etmemek ve onların değerini bilmemek, eksikliklerinizi kabul etmemek kadar dürüstlüğe aykırıdır.
Gerçek başarı yolunda övünmeye yer yoktur. Değerli bir şey başardığınızda, büyük olasılıkla insanlardan övgüler alırsınız. Bu güzel bir şeydir. Fakat böbürlenmek, özsaygı eksikliğinin, olgunlaşmamışlığın ve güvensizliğin belirtisidir. Yaptıklarınızdan ötürü kimsenin değerinizi bilmeyeceği duygusuyla bağlantılıdır. Böbürlenmek, kendinizi başkalarından üstün gösterme dürtüsünün dışavurumudur. Paylaşmak bundan çok farklıdır. Bilgi ve düşünceleri paylaşmanızın nedeni, genelde söyleyeceklerinizin birine yardım edeceğine inanmanızdır.
İnsanlığa önemli katkılar yapmış kişiler alçakgönüllü olma eğilimindedir. “Alçakgönüllülük” sözlükte şöyle tanımlanır: “Gururlu ya da kibirli olmayan, mütevazı.” Bu kişiler, başardıkları şeyleri başkalarının yardımı olmadan gerçekleştiremeyeceklerinin bilincindedir. Gönül borcumuz olan kişilerin değerini bilmek ve çabalarımıza destek olanları takdir etmek önemlidir.
Ne İstediğinizin Bilincinde misiniz?
Gerçeği kabul edelim. Ne istediğinizin bilincine varmazsanız asla tatmin olamazsınız. Oyuncaklarla dolu bir odaya gelen iki yaşındaki çocuğu düşünün. Orada, halinden hoşnut birkaç çocuk daha oynamaktadır. Yeni gelen dostumuz, manzarayı bir süre için inceler ve sonra hareket eder. Köşede kimsenin oynamadığı bir oyuncağa doğru mu gitmektedir? Hayır! Bir başka çocuğun elindeki zevkle oynadığı oyuncağa yönelmiştir. Onun dikkatini çeken şey budur.
Bir başkasının sahip olduğu şeyi istemek, genelde deneyimsiz kişinin ilk tepkisidir. Deneyimsizce yapacağı kendi seçimi yerine, başkasının seçimine güvenir. Bu onu, düşünme ve kendisi için en iyiye karar verme zorunluluğundan kurtarır.
Ufaklık, odadaki tüm oyuncaklarla tanıştıktan sonra, her birinin verdiği zevki öğrenmiştir. “Başkasının elinden almak yok!” gibi oyunun kuralları açıklandıktan sonra, minik afacan hedef belirlemeye başlar. Bu, oyuncaklar için sıra bekleme anlamına da gelebilir, ama yeterli tatmini sağlayacaktır. Böylece, yalnız başka birinin sahip olduğu şeye gözünü dikmeye son verirken, karşısındakinin haklarına saygı duymayı öğrenebilecektir.
Hedeflerinizi saptamadıysanız ve kendinizi bunlara odaklamadıysanız, başkalarının zevk aldığı şeyler her zaman sizi kendiniz için en iyi olanı bulmaktan alıkoyma potansiyeli taşır. Hamlet te bir babanın oğluna dediği gibi, “Bu her şeyden önemlidir; doğru yaşamak. Gündüzün geceyi izlemesi gibi, sen de kimseyi kandırmamalısın.”
İnsanların hedeflerine ulaşmalarını izleyerek onlardan bir şeyler öğreniriz; bu doğrudur. Ama hayranlığımız, ancak sergiledikleri azim ve kararlılığı biz de edinirsek işe yarar. Onların hedeflerini benimsersek kendimize karşı dürüst olmuyoruz demektir. Bununla birlikte, sergiledikleri kararlılığı benimseyip onların hedeflerine benzese de benzemese de kendi hedeflerimize uyarlamanın dürüstlüğe aykırı bir yönü yoktur.
Earl Nightingale kişinin kendine karşı dürüst olmasını “Büyük şey,” diye adlandırır: “Büyük şey,” der, “ne istediğinizi bilmenizdir.”
...Tüm İnsanlar Özgür Olacak!
Dürüstlük, yaşamdan ne istediğinizin bilincinde olmak ve bu doğrultuda yorulmak bilmeden çalışmakla ilgiliyse, Abe Lincoln yine bize örnek oluşturur.
Lincoln’ün düşü insanlığın en büyük özlemlerinden biriydi: “Tüm insanlar özgür olacak!” O, tüm yaşamını bu hedefin gerçekleşmesine adadı. Çabaları, sonunda bir ulusun yazgısını değiştiren iki büyük başarıda kendini göstermiştir:
Bunlardan biri, siyah kadın ve erkeklere “yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama” hakkı tanıyan Özgürlük Bildirgesi’ydi.
İkincisi de, “çoğunluğun yararına olan çeşitlilik ile ulusu birarada tutma” başarısıdır. Ünlü Gettysburg Söylevi’nde “halkın, halk için, halk tarafından” yönetildiği bir devlet düzeni yaratma amacını en etkili ve güzel şekilde dile getirmiştir.
Bugün özgürlük arayışındaki tüm dünya insanları Lincoln çapında liderler beklemektedir. Politikanın içinde olmasına karşın, hiçbir zaman yalana başvurmamıştı. Lincoln açık fikirliydi; ama insanlar ve koşullardan haksız bir şekilde yararlanmaya kalkmadı. Ödün vermezdi ama nazikti. İş başarmaya azimliydi, ama gücünü kötüye kullanmadı. İman sahibiydi ama bunda aşırıya kaçan biri değildi. Lincoln insanların “yüce adaleti”ne inanırdı.
Kendinize karşı dürüst olduğunuzda, büyük olasılıkla başkalarına karşı da dürüst davranacaksınız. En çok değer verdiğiniz, en çok düşündüğünüzde»'. Size yol gösterecek dürüstlük ve kişisel bütünlük kavramlarına yüreğinizde yer açın.
Hangi başarısızlıklara uğrarsanız uğrayın, hangi başarıları elde ederseniz edin, attığınız her adımda dürüst ve içtenseniz, kendinize ve bulunduğunuz yere gelirken verdiğiniz emeklere daha fazla saygı duyarsınız. Ayrıca, sahip olduğunuz şeyleri hak ettiğiniz duygusundan da rahatsız olmazsınız.