Cevat Çapan: Hüznün Resmini Yapan Şair

Fethi Naci



"Sizin o gösterişsiz hüznünüzü çok seviyorum.

Bir dost evindeki akşam yemeğinde, o dostun ünlü damadı. İngiltere’de yaşayan bir şair arkadaşından söz edince "Postaladın mı, diye sormuştum; postalamadığını öğrenince, "Ver de bir iki satır yazayım, demiş, yukarıdaki cümleyi yazmıştım.

O cümle Cevat Çapan'ın Şiirine de çok yakışıyor. Sevda Yaralan (Adam Yayınları, 1994) günlerdir elimden düşmüyor. "O gösterişsiz hüzün’’ Cevat’ın Şiirine bağdaş kurup olurmuş; abartısız, yakınmasız, hep alçak sesle söylenen, belli belirsiz bir gülümsemeye sinmiş o hüzün... Kimi zaman sözcüklerle yapılmış bir tabloya dönüşen o hüzün... Cevat, elbette "mutluluğun resmini’’ yapamaz; Cumhuriyet'ten bu yana tarihinin en kokuşmuş, en gayri insani dönemini yaşayan günümüz Türkiyesi’nde yaşayanların buna gücü yelmez; Cevat, bu gerçekliğin bilincinde; bunun için "bize yakışandın resimlerini yapıyor Hüznün resimlerini...

Eski bahçede, paslı sapını tutarken tulumbanın
küllenen ateşe sürdüğün cezve,
tozlu yaprakların gölgesinde çürüyen iskemlede
bir yandan seni seyrediyorum
gençliğin canlanıyor belli belirsiz

diye başlayan o güzelim "Eski Yaz’’ adlı şiir bir hüzün tablosu değil mi?

daha neler var böyle;

Bu açık pencereden bakıyorsun
karanlıkla balığa çıkan kayıklarla
yalı mahallesinin tenha sokaklarına.

(Senin İlkokullarından)

Kırlangıçların saati demek taşradayız.

unutulmuş bir yaz akşamı.

(Haiku Gibilerden)

Sanki bu bahçeyi de çoklan unutmuşum,
şurada teneke saksılarda fesleğen olduğunu;
bir zamanlar,

çocukların oynadığını tahta çitin ardında.
kaç kişi kaklı bu mahallede eski havuzlu kahveden
gece vardiyasında birlikle
"Açmam açamam 'ı söyleyen?
(Kayış Kasnak Volan)

...kararıma geceleri, üç aylar, sevdalı bulut
köşede yanık kokulu tahmis,
karpuzlarını mumlarla aydınlatan manav
Cibali'den Küçük Mustafapaşa ya götüren
arnavut kaldırımı sokaklar...

(Sepya)

Hüznü bu kadar güzel yazan Cevat, “Hangi Son Mutlu" gibi ' toplumsal içerikli" şiir girişiminde çuvallıyor!

Cevat, alıntıladığım parçalardan da kırk etmişsinizdir, süt dünyasının hüznüne uyan bir "ses bulmuş şiirlerinde; bunun bilinçli bir çaba ile gerçekleştirildiği, rastlantılara bırakılmadığı belli oluyor.

O çok sevdiğim "Eski Yaz ’dan üç dize:

belli belirsiz bir türkü kısık bir sesle yansırken
tozlu yaprakları sılanın
acı sularında unutulmuş kuyunun

Cevabın en sevdiği seslerden biri bu üç dizede bu sesi ne kadar ustalıkla kullandığı görülüyor

Bir başka Şiirinde, Hayal Kısa Kuşlar Uçuyor'da bu sefer “z”nin musikisi

...bir güzün güzelliğinden
bu gizli güz. bahçesinde

sesini usluca kullanan Cevat kimi dizelerde şaşırttı beni:

"Hayal Kısa Kuşlar Uçuyor" adlı şiir şöyle başlıyor

Bir resim arkası yazısı...
arkası yazısı"! Olacak şey değil! Bir başka Şiirinde de teknesi bacasını..."

Cevat Çapan, Başo’dan. Buson’dan, İssa’dan haiku’lar çevirmiş, bunları Haiku adıyla İyi .Şeyler yayınları arasında yayımlamıştı; Sevda Yaratan da Cevat’ın yazdığı haiku’ları okuyoruz. Bunların Türkçede yazılmış en güzel haiku'lar olduğunu söyleyebilirim.

İşle iki örnek:

Güz yaprakları bu dökülenler
bütün bu sarışınlık
karanlık kışa girmeden.


Gülümse, gülümse!
Gülümseyen gözlerinle başlasın gün.
Bir gökkuşağından dökülsün
yağmura dönüşen gülüşün.
 

Bu eleştiri günlüğünü bana yakışan bir haiku ile bitirlmek istiyorum:

Dağ Yolunda
rakı burcuna giriyor
güneş kamyon ovaya inerken

 

 

 

 

 


 


Ana Sayfaya Dönmek İçin Tıklayın 

  www.aymavisi.org  
 

 

 

 

Edebiyat

 

 

 

 
 + Büyüt | - Küçült